Welcome to Our Website

Fahrettin Altun’dan işgalci İsrail tarafından öldürülen gazeteciler hakkında açıklama

Anadolu Yayıncılar Federasyonu (AYF), İsrail’in saldırılarında hayatını kaybeden gazetecileri anmak ve saldırılara tepki göstermek için İstanbul’da aralıksız 24 saat sürecek canlı yayın başlattı.

Sultanahmet Meydanı’ndaki tarihi Alman Çeşmesi’nin yanına kurulan sahnede “Filistin’de öldürülen gazeteciler için nöbetteyiz” yazısı yer aldı.

Saat 14.00 itibarıyla başlayan yayına ilk olarak AYF Başkanı Sinan Burhan, Akşam gazetesi yazarı Mustafa Kartoğlu ve CNN Türk spikeri Fulya Öztürk katıldı.

Anadolu’da yayın yapan 20 televizyon kanalı ile sosyal medya platformlarından canlı yayınlanan programda ulusal basından çok sayıda gazeteci yer alacak.

FAHRETTİN ALTUN: İSRAİL AÇIKÇA HEDEF ALARAK GAZETECİLERİ KATLEDİYOR

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Anadolu Yayıncılar Federasyonunun Filistinli gazeteciler için Sultanahmet Meydanı’nda düzenlediği canlı yayın etkinliğine telefon bağlantısı ile katıldı.

Altun, Türk medyasının Filistin’de ve Gazze’de işgalci İsrail tarafından yapılan saldırılara karşı çok şanlı mücadele bir yaptığını belirtti.

Ulusal ve uluslararası her ortamda haklı Filistinlilerin haklı mücadelesine destek vermeye çabaladıklarını söyleyen Altun, İsrail’in zulümlerine karşı Türkiye’nin güçlü şekilde ses çıkardığını ifade etti.

Altun, hakikati perdelemeye dönük çok sistematik bir çaba sarf edildiğini vurgulayarak bu karşı mücadele verenlerin de gazeteciler olduğunu kaydetti.

İsrail açıkça hedef alarak gazetecileri katlediyor” diyen Altun, Batı dünyasının buna göz yumduğunu vurguladı.

“BATI ELİTLERİ İSRAİL’İN DEZENFORMASYON ÇABALARINA DESTEK VERİYOR”

Batı dünya düzeninin elitlerinden bir ses gelmediğini belirten Altun, İsrail’in faşist dezenformasyon kampanyalarına da Batı’nın destek verdiğini ifade ederek, “Müslümanlara karşı olumsuz bir imaj oluşturulduğunu bu çabalarla açık ve net bir şekilde İsrail’in desteklenmeye çalışıldığını görüyoruz.” dedi.

“İSRAİL’İN PROPAGANDA MAKİNASI SURET-İ HAKTAN GÖRÜNENLERİ DE ETKİLEYECEK ŞEKİLDE…”

Ülke içerisinde İsrail’in kara propaganda faaliyetlerine katılanların olduğunu ifade eden Altun, “Bugün itibariyle İsrail, uluslararası alanda herhangi bir platformda kendisine düşman olarak en temelde kimi görür? İsrail’in bu anlamda tam anlamıyla ‘bir düşmanlaştırmadır.’ Neden? Çünkü Türkiye, gerçek anlamda Filistin davasının arkasındadır. Gerçek anlamda İsrail’in zulümlerini sonlandırmak için çok ciddi yoğun bir mesai ortaya koymuştur. Sahada gerçekten var olan neyin ne olduğunu çok açık ve net bir şekilde biliyorlar. İsrail’in propaganda makinası sadece uluslararası alanda değil, yer yer üzülerek de gördük ki, suret-i haktan görünenleri de etkileyecek şekilde ne yazık ki ülke içerisinde de işletildi. Ve burada her zaman çok yoğun bir şekilde hızlı ve şeffaf şekilde neyin ne olduğunu izaha dönük adımlar atmamıza rağmen burada İsrail’in propaganda yaklaşımı devam ettirildi. Niçin? Sözüm ona ideolojik takıntılarla sözüm ona birtakım avantajlar elde etmek için. Fakat eğer ki siz siyaseti hakla hakikatle değil yalanla yaparsanız o takdirde başarısızlığa mahkum olursunuz.diye konuştu.

“BU GAZETECİLER FİLİSTİN HALKININ SESİ OLUYORDU”

AYF Başkanı Burhan yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un destekleriyle bu yayını gerçekleştirdiklerini, politik bir amaç taşımadıklarını ve yayınlarının herhangi bir parti yayını olmadığını söyledi.

Yaptıkları yayının dili, dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun, mazlum ve mağdur insanlara sahip çıkma yayını olduğunu belirten Burhan, şunları söyledi:

“Filistin’de 140 gazetecimiz şehit edilmiş ya da öldürülmüş. Bu gazeteciler ne yapıyordu? Filistin halkının sesi oluyordu. İsrail devlet terörünü dünyaya duyuruyordu. Açlığı, susuzluğu, bütün bunları duyuruyordu. Ne oldu? İsrail devleti önce gazetecileri hedef aldı. Biz de bunun farkında olduğumuzu belirtmek için burada eylem yapıyoruz. Bugün başlayan eylemimiz yarın saat 14.00’e kadar devam edecek, 80 gazeteci katılacak. Açılışı Fulya Öztürk yaptı, Mustafa Kartoğlu, Çetiner Çetin, Başak Şengül, Erkan Tan, Ekrem Kızıltaş, Rahim Er, Emin Pazarcı, Zafer Şahin, İsmail Küçükkaya, Halk TV. Biz dedik ki ‘Tüm gazeteciler katılabilir, bizim için gazetecilik önemli.’ Kimseye bizim bir ön yargımız yok. Katılan tüm arkadaşlara biz teşekkür ediyoruz. Burada 24 saat Anadolu kanallarıyla ortak yayın yaparak Filistinli gazeteciler adına biz ayakta olduğumuzu, nöbette olduğumuzu, Filistin’in sesi olacağımızı duyurduk.”

“GAZETECİLER SADECE BU SOYKIRIMI BELGELEMEK İÇİN ORADAYDILAR”

Akşam gazetesi yazarı Mustafa Kartoğlu ise İsrail’in bir süredir bölge ülkeleriyle başlattığı normalleşme çabalarının samimi olmadığını, genişlemenin ve bölge ülkelerini yumuşatmanın bir yöntemi olarak bunu kullandığını 7 Ekim’den sonra gösterdiğini dile getirdi.

Kartoğlu, 7 Ekim saldırıları karşılığında İsrail’in meşru taleplerinin dikkate alınabileceği yeni bir dönemin başlatılabileceğini ancak bunun yerine çok daha büyük bir intikamın soykırımla alınma yoluna gidildiğini ifade etti ve şöyle devam etti:

“Gazeteciler sadece bu soykırımı belgelemek için oradaydılar. Onlara mani olundu. Daha dün TRT ekibi bombalandı, daha önce Anadolu Ajansı muhabirleri saldırıya uğramıştı, Aljazeera aynı şekilde. Bölgenin sesinin çıkmasını istemiyorlar, görüntülerin dağılmasını istemiyorlar. İnterneti kesiyorlar, telefon bağlantılarını koparıyorlar, bağlantı kuranları tespit edip sinyal gelen yere bomba yağdırıyorlar. Ve bütün dünya sessiz sedasız orada İsrail katliamını izlesin istiyorlar. İsrail tarafından yapılan propagandanın dinlenmesini ve sadece onun duyulmasını istiyorlar. Fakat bunu başaramıyorlar. Gazeteciler canları pahasına orada olan biteni bütün dünyaya anlatıyor, bütün dünyaya gösteriyor.”

Gerçeği haykıranların bir parçası olmaya sembolik bile olsa çaba gösterdiklerine dikkati çeken Kartoğlu, “Bütün dünyada eğer halkların, yönetimleri üzerinde etkili olduğu bir demokrasiden söz edilecekse bütün dünyada yönetimlerin bugün ayağa kalkmış olan halklarının sesine destek vermesi, bu sesi dinlemesi beklenir.” dedi.

Kendisinin ve birçok gazetecinin bu çağrıyı yaptığını kaydeden Kartoğlu, “Aksi halde giderek bugün dünya hukuk sistemini, dünya devletler sistemini, insan hakları ilkelerini ortadan kaldıran, çiğneyen bir İsrail’in varlığı, İsrail yönetiminin varlığı bu şekilde korunur ve bir ölçüde de kutsanırsa, dokunulmaz hale getirilirse ne ülkelerin birbirine güveni kalır ne de insanların kendi ülkelerine, kendi yönetimlerine, kendi devletlerine güveni kalır. Bu güvensizlik ortamı giderek aslında Avrupa demokrasilerini tehdit eder ve bütün dünyayı tehdit eder. Biraz da aslında bu sesimizi yükseltmemizin sebebi dünyanın kendi kendini yok etmeye doğru gitmesine mani olmak.” ifadelerini kullandı.

“GAZZE HALKININ HAYKIRIŞI ANADOLU’DAN DUYULDU”

Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Aytekin Polatel, 7 Ekim’de başlayan İsrail saldırıları sonucu bir gazeteci cinayetinin ortaya çıktığını, İsrail’in inanılmaz ölçüde, bölgede görev yapan her türlü gazeteciyi hedef gözetmeksizin öldürmeye başladığını söyledi.

İsrail’in Gazze halkına uyguladığı şiddetin, ablukanın, katliamın bir insanlık dramı olduğunu vurgulayan Polatel, “Bunu görmezden gelemeyiz. Gazze halkının oradaki haykırışı Anadolu’dan duyuldu. Ve Anadolu halkı Gazze halkıyla birlikte beraber, yek bir vücut olmaya çalıştı.” görüşünü sundu.

Bu noktada Türkiye Haber Kameramanları Derneği’nin bölgede görev yapan habercilerin anılarından oluşan bir kitap hazırladığını aktaran Polatel, “Gelecek nesillere de İsrail devletinin masum insanları nasıl katlettiğini, nasıl abluka yaptığını anlatan bir kitap olacak.” diye konuştu.

İsrail’in katlettiği gazeteci sayısının 140’ı bulduğuna işaret eden Polatel, “Onların da sesi olmak, dünya kamuoyuna ‘Burada bir katliam var.’ demek için bugün burada 24 saat bir yayın düzenleniyor. Ben de Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı olarak bu yayında, orada yaşadıklarımızı, meslektaşlarımızın yaşadıklarını anlatmak için bir büyük çaba içerisinde olacağım.” ifadelerini kullandı.

“KATLİAMI BELGELEYEN BİR TÜRK MEDYASI VAR”

Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Güngör Yavuzaslan, AYF’nin yaptığı bu etkinliğin dünyada bir ilk olduğunu belirterek “Tarihe tanıklık ediyoruz. Bu 24 saatlik yayın kamuoyu oluşturma açısından çok önemli.” dedi.

Yavuzaslan, İsrail’in AA ve TRT örneğinde olduğu gibi özellikle Türk gazetecileri hedef aldığını, Gazze içinden gerçekleri dünyaya en üst düzeyde ulaştıran kurumlar AA ve TRT nedeniyle bunu yaptığını anlattı.

Lahey Adalet Divanı’nda Güney Afrika Cumhuriyeti’nin hazırladığı dosyada dijital materyaller olarak adlandırılan materyallerin hepsinin AA ve TRT’nin sahadaki çalışmaları olduğuna dikkati çeken Yavuzaslan, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Katliamı belgeleyen bir Türk medyası var. Bu da ister istemez ki dün hareket halinde araç içinde vurulan meslektaşların orda hedef olmasına neden oluyor. Hem gazeteci hem de mesleki örgüt yöneticisi olarak dayanışmayı en üst düzeyde göstereceğiz. 6 aydır devam eden bir katliam var. Bu katliamı duyuran bir Türk medyası var. Filistinli meslektaşlarımız açısından biz bunu çok önemsiyoruz. Gazze insanlığın öldüğü yer, bir vicdan testi. Testte kim iyiler ikliminde, kim kötülerin yanında görüyoruz. Türkiye ve Türk gazeteciler her zaman iyilerin ve masumluğun yanında olduğu bir kez daha gösterdi.”

“İSRAİL GAZETECİLERİ BİLEREK, İSTEYEREK VE PLANLAYARAK HEDEF ALMAKTADIR”

Filistinli araştırmacı ve gazeteci Muin Naim, “Son 6 ay içinde Gazze’de olup bitenler belki de basın tarihinin en büyük gazeteci katliamdır. Çünkü 1. Dünya Savaşı’nda, 2. Dünya Savaşı’nda veya Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı saldırılarda bu kadar gazeteci, hatta yarısı bile öldürülmemişti. Ama İsrail gazetecileri bilerek, isteyerek ve planlayarak hedef almaktadır.” diye görüş belirtti.

İsrail’in Gazze’de birçok yabancı, yerli basın kuruluşunun temsilcilerini ve gazetecileri hedef aldığını aktaran Naim, “İsrail bugün hakikati susturmaya çalışıyor ama Filistin’deki ve Filistin dışındaki gazetecilerin bu hakikati susturmamak için elinden geleni yapacağına inanıyoruz. Örneğin şu anda Refah Sınır Kapısı’nda yüzlerce gazeteci bekliyor. Aylardır bekliyorlar ki ilk fırsatta Gazze’ye girmeye çalışıyorlar. Hatta bazı yardım kuruluşlarının dahi çalışanları kendileri hakikate aktarmak için gazeteci görevine üstlenmek zorunda kaldılar.” ifadelerini kullandı.

“GAZETECİLERDEN KORKUYORLAR”

Yeni Akit Gazetesi ve yeniakit.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Murat Alan, Batının “inşa edilmiş gerçeklik” planını gazetecilerin yıktığını söyledi. Alan, 7 Ekim’den bu yana İsrail’in 140’tan fazla gazeteciyi katletmesinin arkasındaki planı anlattı.

Moderatör Fulya Öztürk’ün, “İsrail’i, Amerika’yı kim durduracak?” sorusuna cevap veren Murat Alan, şunları söyledi:

“Sadece Amerika’yı tek başına değerlendirmemek lazım. Batı medeniyeti dediğimiz şey ortak paydada birleşiyor. Ortak payda dediğimizde İslam coğrafyasındaki zulüm ve kargaşadır.

Kendi dertlerine düştüklerinde bu coğrafyanın aslanları ne kadar güçleniyorlar. Hatırlayın pandemi çok büyük bir yüktü insanlık için. Özellikle bizim coğrafyamız için daha da ezici bir sıkıntıya neden oluyordu. Ama pandemide batılı devletler kendi derdine düştüler. Altı ay kadar maske peşinde koştular.

O maske peşinde koşan ülkeler kendi dertlerine düşünce Türkiye Libya’nın yarısında ilerledi. Bugün illegaliteyle ilişkili BM’nin tanımadığı yönetimi bertaraf etti durdurdu. Neden? Türkiye muazzam bir şekilde askeri kabiliyetle mi gitti? Tabii ki TSK çok güçlü bir şekilde hareket ediyor, kurmaylık ve savaş zekâsı çok iyi ama onları organize eden güç kendi derdine düşünce oraya odaklanamadı.

Belçika’da bir terör saldırısı olduğunda Fransa yardım gönderdi. Fransız dışişleri bakanının bir sözü vardı; Belçika gibi ülkeler aynı anda iki terör faaliyetiyle hareket edemez. Birine odaklanırken diğerini kaçırıyorlar. Aslında şunu demek istiyor. Biz daha küresel çerçevede değerlendirirsek, kendi dertlerine düştüklerinde başka şeye odaklanamıyorlar, bizi kaosa sürükleyemiyorlar.



Ümmetle bir paydaş noktamız var. Kendi kız kardeşim orada olabilir. Mavi Marmara şehidi Cevdet kılıçlarla birlikte çalıştık. Elinde fotoğraf makinesiyle İsrail helikopterlerinin insanları nasıl öldürdüğünü gösterebilmek için alnından vurularak şehit edildi. İsrail bunu nasıl izah etti? Evet gazeteci olduğunu biliyorduk, fotoğraf makinesi olduğunu da biliyorduk ama Gazze’ye geliyordu.

Maalesef dünyada da egemen güçler belirliyor kuralları. Halkının kim olduğunu da şu dönemde onlar belirliyor. Bir tarih inşa etmeye çalışıyorlar. Ben bunlara inşa edilmiş tarih diyorum. Batılı devletler 300 Spartalı filmiyle yeni bir tarih inşa etmeyi örnek veriyor.

Batı 7 Ekim’den sonra kendi ‘haklılıklarını’ kanıtlıyor gibi bir vaziyet çizdi. Sonrasında medya mensupları, katledilenler, ezilenler şehit edilenler meslektaşlarımız dünyaya öylesine iyi anlattılar ki ortamı… algı değişti. Şu an ilk günlerdeki “ama, fakat, lakin” sözleri tamamen değişmiş durumda.

Batı kamuoyunda “İsrail çocukları katlediyor, gazetecileri öldürüyor” olgusunu biz oturtabilirsek Amerika oradan çıkmak zorunda kalacak. Bana göre onursuz ama onlara göre onurlu bir şekilde İsrail’i masaya oturtacak. Neden? Çünkü kaybediyorlar.

Bir avuç mücahit, hayvan yemleri, kuru ekmekler yiyerek savaşan mücahitler, terör örgütüne baş kaldırıyor. Bunu neye karşı yapıyor? İnşa edilmiş gerçekliğe karşı yapıyor.

Biz o inşa edilmiş gerçekliği yıkıyoruz.  Bir gün biz kendi tarihimizi yazana kadar dünya avcıların, batılı devletlerin kahramanlık hikayesini dinleyecek. Batının inşa etmeye çalıştıkları gerçekliği iskambil kağıtlarından oluşturdukları kuleleri tek tek altlarından çekiyoruz. Bir zırhımız mı var? Çelik yeleğimiz mi var? BM mi bizi koruyor? Adamlar BM’nin gazetecilerini öldürüyor.

Gazeteciler inşa edilmiş gerçekliği yıkmaya muktedir oldukları için gazetecilerden korkuyorlar.

İnşa edilmiş gerçeği yıkıyoruz, yıkmaya devam edeceğiz, belki saldırıya uğrayıp öleceğiz ama bunu yapmaya devam edeceğiz.

Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi olmak değil mi? Biz Filistin’de tam olarak bunu yapmaya çalışıyoruz.

Türkiye özgürlükler sıralamasında Mozambik ile aynı sırada diyorlar. İngiltere’de Almanya’da gazeteciler Filistin’e gönderilmiyor. Avrupa’da Filistin’e yardım toplanan üniversitede rektör görevden alınıyor.

İnşa etmek istedikleri gerçekliğe karşı çıkan herkesin üstüne çöküyorlar.”

KAYNAK: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir