Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde Gazze’de acilen ateşkes sağlanmasını talep edilen karar tasarısının İsrail için ne anlama geldiği konusu da tartışılıyor.
Ateşkes tasarısı 14 “evet” ve 1 “çekimser” oyla kabul edildi.
BM Güvenlik Konseyi’nin Dönem Başkanı Yamazaki Kazuyuki, konseyin ilk kez Gazze’de derhal ateşkes çağrısında bulunan kararı kabul ettiğini açıkladı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de kararın uygulanmamasının “affedilemez” olacağını belirtti.
Ancak karar tasarısının İsrail’e nasıl bir yükümlülük getirdiği üzerine farklı açıklamalar yapılıyor.
Veto hakkını kullanmayarak tasarının geçmesini sağlayan ABD, tasarının bağlayıcılığı olmadığını savunuyor.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, oylama sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, bunun bağlayıcı bir tasarı olmadığını savundu ve “Yani İsrail’e, Hamas’ın peşine düşmesi konusunda hiçbir etkisi olmayacak” dedi.
Ancak ağırlıklı olarak bu tasarının bağlayıcı olduğu yorumu yapılıyor.
Çin’in BM Büyükelçisi Zhang Jun, Güvenlik Konseyi kararlarının bağlayıcı olduğunu savundu.
BM sözcülerinden Farhan Haq da Güvenlik Konseyi karar tasarılarının uluslararası hukuk olduğunu ve bu nedenle bağlayıcı olduğunu söyledi.
BBC’ye konuşan eski İngiltere BM Büyükelçisi Mark Lyall-Grant, İsrail’in bu gelişme sonrası “Ramazan bitimine kadar” askeri operasyonlarını durdurmakla yükümlü olduğunu savunuyor.
Lyall-Grant, “İsrail uluslararası hukuka uyacaksa başka seçeneği bulunmuyor” ifadesini de kullandı.
Karar sonrası yapılan yorumlarda BM’nin İsrail’e yaptırım uygulama noktasında harekete geçmesinin zor olacağı noktasında birleşiliyor.
BM’deki Filistin heyeti ise tasarı sonrası yaptıkları basın toplantısında, İsrail’in ateşkes talebini görmezden gelmesi durumunda 7. maddenin devreye sokulmasını istiyor.
Söz konusu madde “barışı tehdit eden” durumlara karşı atılabilecek adımları sıralıyor.
BM, üye ülkelere yaptırım uygulamalarını emredebiliyor. Saldırıda bulunan bir ülkeye karşı “son çare olarak” askeri harekat için yetki verebiliyor.